eşsiz — sf. 1) Eşi benzeri olmayan veya eşi benzeri görülmemiş olan Güzelliğine hayran olduğum bu eşsiz şehre karşı, onun bir insanı olmak borcumu bir derece yerine getirip sevinmiştim. H. Taner 2) Eş bulamamış, eşinden ayrılmış veya yanında eşi olmayan … Çağatay Osmanlı Sözlük
essiz — acınmaa nlatır, yazık, vah I, 143; II, 188bkz: esiz, ısız, ıssız, isiz … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
BÎ-ADİL — Eşsiz. Eşi olmayan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BÎ-MÜDANÎ — Eşsiz. Denksiz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BİMANEND — Eşsiz, nazirsiz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DÂNÂ-İ BÎ-MÜDANÎ — Eşsiz âlim. Zamanında emsali olmayan âlim … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
EDİB-İ BÎ-MÜDANÎ — Eşsiz edebiyatçı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
EHAD-ÜL-ÂHÂD — Eşsiz, tek, emsalsiz. Teklerin teki, bir tek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
LÂNAZÎR — Eşsiz, nazirsiz, benzersiz. Eşi ve benzeri olmıyan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TENESSUH — Eşsiz, çok güzel ve çok az bulunur olma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük